Gazetelerin yazı işlerinde genel bir kural vardır.
Aynı sayfaya, bir partiye ait iki haberi koymazlar. Gelen haberlerden biri genel başkana aitse, o haber kullanılır. Diğeri, “çok önemli” olmadıkça gazeteye girmez.
Aynı kural, televizyonların haber bültenleri için de geçerlidir.
Süre ile sınırlı haber bültenlerinde de genellikle, siyasi partilerin genel başkanlarının görüntüleri, konuşmaları ve açıklamaları önceliklidir. Aynı partilere ait haberlerin çoğu çöpe gider.
Bu nedenle, belediyelerdeki yolsuzluklar, gece yarısı ihaleleri, jakuziler, istakozlar, pahalı saatler, Maldiv adalarında tatiller konuşulurken, medyanın gündemini değiştirmemek için genel başkanlar fazla konuşmazlar.
Bu konulardan sorumlu “deneyimli” basın müşavirleri ve basından sorumlu kadrolar gerekirse, genel başkanlarına “bugün konuşmayın” diyebilmelidirler.
Bunu en güzel uygulayan, zamanlamayı en iyi ayarlayan lider, AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’dır.
Erdoğan, gündemi kendi belirler ve gündeme hakim olmaya çalışır. Kendisi ve partisi güç durumda kaldığında, gündemi çok çabuk değiştirebilir. Bunu da İletişim Başkanlığı, Parti sözcülüğü ve önemli bakanlarıyla çok iyi kullanır.
Erdoğan, ülke gündeminin muhalefetin eline geçmesine izin vermez.
İşte böyle günlerden birini yaşıyoruz.
“Çay sohbeti” ile değişen gündem
31 Mart seçimlerinden CHP, Birinci Parti olarak çıktı.
AKP’li belediyelerdeki jakuziler, istakozlar, pahalı saatler dahil tüm yolsuzluklar ortaya döküldü.
AKP’nin ve Erdoğan’ın kimyası bozuldu.
Erdoğan, önce seçimleri kaybettiklerini itiraf etti, ortağı Devlet Bahçeli’den sonra seçiminin galibinin “Cumhur İttifakı” olduğunu iddia etti.
Ancak tutmadı, gündem halen CHP idi.
Seçim günü gece yarısı yapılan ihaleler, belediye binalarına asılan yolsuzluk ve borç pankartları ile ilgili haberler yağmur gibi yağıyordu..
Erdoğan panik içindeydi. Ve, gündemi değiştirmek için fırsat kolluyordu.
“Zafer sarhoşluğu” içinde Manisa, İzmir ve Türkiye’yi dolaşan Özgür Özel, uzatılan her mikrofona konuşuyordu.
AKP Genel Başkanı’na zeytin dalı da uzatıyordu.
Özgür Özel, kendisinden yaşça büyük olan Erdoğan’ın bayramını telefonla kutladı. Bu konuşmada diyalog ve müzakere ve randevu istedi.
CHP Genel Başkanı Özel, İstakoz haberlerinden bunalan Erdoğan’ın “gündemi değiştirmeye” çalışan AKP Genel Başkanı’na adeta yardımcı oluyordu.
Hatta Çankaya Köşkü’nü öneren Özgür Özel’in, Külliye’ye bile gidebileceği yazıldı.
Erdoğan için bulunmaz bir fırsattı.
Erdoğan, bir “çay sohbeti” organizasyonu ile bunu da başardı.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda Meclis’e geldi ve resepsiyona katılan liderleri, tören salonunun yanındaki “avizeli odada” çay içmeye çağırdı.
Özgür Özel tereddüt etti
Erdoğan’ın çay davetini AKP Grup Başkanvekili Akbaşoğlu, Özgür Özel’e iletti.
Özel’in beklemediği “sürpriz” bir davetti.
Bu nedenle Özgür Özel hemen cevap vermedi. Davete gitme konusunda kararsız kaldı. Gazetecilerle konuşmaya devam etti. Konuşurken de “çay davetini” düşünüyordu. AKP’li Akbaşoğlu da yanında bekliyordu.
Sonunda çay davetine gitmeye mecbur kaldı.
Çünkü, diyalog isteyen, gündemi konuşmak isteyen, nezaket isteyen, Erdoğan’ın bayramını kutlayan kendisiydi.
Çay içmeye gitmese, ertesi gün, “ Özel Erdoğan’la çay bile içmedi, daveti geri çevirdi” manşetleri gözünün önünden geçti.
Ve, çay davetine katılmaya karar verdi.
Böylece Türkiye’nin gündemini de değiştirmiş oldu.
Belediyelerdeki jakuziler, ihale yolsuzlukları, belediye binalarına asılan borç batakları, Monaco’da yenilen İstakozlar, Maldiv adalarında lüks tatiller, milyarlık saatler v.b...
Hepsi bitti.
Artık gözler, Erdoğan-Özel görüşmesine gündemdeydi. Görüşmenin tarihi, nerede yapılacağı, neler konuşulacağı, Özel’in Külliye’ye gidip gitmeyeceği konuları gündeme oturdu.
Külliye’ye giden ilk CHP’li Özgür Özel mi olacak belli değil.
Bir “çay sohbeti” ile gündemini yeniden ele geçiren Erdoğan, halinden memnun.
Erdoğan gündemi değiştirmeye devam etti. Bugün de düğmeye bastı ve Meclis Başkanı aracılığıyla Yeni Anayasa turlarını başlattı.
Ardından sürpriz bir şekilde MHP Genel Başkanı Bahçeli’yi evinde ziyaret etti. Medya neler konuşulduğuna odaklandı.
Böylece 31 Mart seçim yenilgisini ve belediyelerdeki yolsuzlukları da unutturdu.
Erdoğan, bundan sonraki süreçten de kazançlı çıkacak.
Erdoğan’ın “ikna edici”, “inandırıcı” gücünü unutmayın…
Comentários