Dervişoğlu'ndan İmamoğlu tepkisi.
- Varol Report
- Mar 19
- 3 min read

İYİ Parti Lideri Müsavat Dervişoğlu, Cumhurbaşkanı ve AKP Lideri Erdoğan'ın Anayasal düzeni ortadan kaldırdığını iddia edip, "Anayasayı tanımazlık devam ederse ve adaylığın yolu açılır muhtemel rakiplerin tasfiyesine yönelik benzer uygulamalar sürerse yapılacak tek şey Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin boykot ve protesto edilmesidir" dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin Grup Toplantısı'nda konuştu. Dervişoğlu, Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınmasının tepki gösterdi. Dervişoğlu,"Anayasayı tanımazlık devam ederse ve adaylığın yolu açılır muhtemel rakiplerin tasfiyesine yönelik benzer uygulamalar sürerse yapılacak tek şey Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin boykot ve protesto edilmesidir" dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınmasını sert bir dille eleştiren Dervişoğlu, "19 Mart 2025 tarihi, 150 yıllık demokrasi tarihimizin kara bir gününe dönüşmüştür. Bu karar akılla, hukukla ve vicdanla açıklanamaz" dedi.
Dervişoğlu, iktidarın hukuku hiçe sayarak hareket ettiğini vurgulayarak, "Aslında Türkiye'nin huzuru hedef alınmaktadır. Günlerdir uyarıyorum, milletimize bu kötülüğü yapmayın, ülkemizi kaosa sürükleyecek adımlardan uzak durun diyorum" ifadelerini kullandı.
Erdoğan darbe yapıyor savcıları göreve davet ediyorum
Hukukun hiçe sayıldığını savunan Dervişoğlu, "Recep Tayyip Erdoğan'ın bugün yaptığı şey anayasal düzeni ortadan kaldırma teşebbüsüdür. Bu bir sivil darbedir ve anayasal bir suçtur. Cumhuriyetin şerefli savcılarını göreve davet ediyorum" dedi.
Muhalefet Meclis çoğunluğunu almalıdır
Muhalefetin sürekli engellenmeye çalıştığını belirten Dervişoğlu, "Muhalefet sadece açıklama yapmak yerine, meclis çoğunluğunu elde etmek için harekete geçmelidir. Bu iktidarın kanun yapma yetkisi elinden alınmalıdır. Recep Tayyip Erdoğan, demokrasiyi bir vasıta olarak gördüğünü yıllar önce söylemişti ve şimdi de bu sözünü hayata geçiriyor" dedi.
“Türkiye'nin şafak vakti yaşadığı yeni bir rezalet 19 Mart 2025 tarihini 150 yılı aşan demokrasi tarihimizin kara bir gününe çevirdi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınması akılla, hukukla, vicdanla açıklanabilecek bir iş değildir.
Aslında Türkiye'nin huzuru hedef alınmaktadır. Türk milletinin iradesi ayaklar altına alınmaktadır. Günlerdir uyarıyorum. Milletimize, ülkemize bu kötülüğü yapmayın diyorum. Ülkemizi kaosa sürükleyecek adımları atmaktan uzak durun diyorum.
Ancak görünen o ki iktidarın gözünü maalesef hırs bürümüş. Hiçbir demokratik ülkede yaşanmayacak, hiçbir demokrasinin kaldıramayacağı ne varsa hemen hepsini Recep Tayyip Erdoğan iktidarı ülkemize yaşatıyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir hukuk devletidir.”
Erdoğan gayri meşruluğunu ilan etti
Egemenliğin sahibi Büyük Türk Milleti'dir. Yani bu devlet bir eşhas yani kişiler devleti değildir.
Türk Milletinin devletidir. O yüzden keyfiliğe, hukuksuzluğa asla tevessül edilemez. Türkiye Cumhuriyeti laik, demokratik, sosyal bir hukuk devletidir. Kurulmak istenen yeni Türkiye ise ne cumhuriyet, ne laik, ne demokratik ne de sosyal bir hukuk devletidir.
Bizim mensubu olduğumuz Türkiye Cumhuriyeti toplumsal hoşgörüyü korur, hiç kimseye bir kişinin istediğini ve inancını dayatmaz. İnsanların vicdanlarında özgür olduklarını kabul eder. Yani tartışmanın ve uzlaşmanın iklimini yaratır. İnsanları özgürce konuşabilmelerini, siyasi haklarından özgürce faydalanabilmelerini sağlar. İnsanların seçme ve seçilme hakkına riayet eder. Evet, bir zamanlar Türkiye'de vesayet vardı. Cumhuriyeti kendi makamı ve ihtirası zannedenler vardı.
Erdoğan'a muhtar bile olamaz diyenler ve bu yolda manşet atanlar vardı. Şiirden haksız yere 3 ay hapis yattı ama 23 yıldır bu mağduriyeti bitmedi ki doğrudur. Bir gün bile özgürlükten mahrum kalmak bir insan için bin yıla bedeldir.
Bugünse o günlerin mağduru Erdoğan o günlerin vesayetinden çok öteye geçmeyi başarmıştır. Bırakın 28 Şubat'ı, 12 Eylül'de milleti vatandaşlıktan atan zihniyete erişmiştir. Türkiye'de yapay yollarla sizlere yaratılan imkanlarla, size altın tepside sunulan iktidar imkanlarıyla bir de vatandaşın teveccühüyle iktidara geldiniz Sayın Erdoğan. Cumhuriyetin size sunduğu seçme ve seçilme hakkıyla geldiniz. Bırakın muhtarı, Cumhurbaşkanı bile oldunuz. Çünkü cumhuriyet yarışmaktır, cumhuriyet seçebilmektir, cumhuriyet hürriyettir. Ama sen artık bununla yetinmiyorsun. Siyaseti, muhalefeti yetmiyor adayları belirlemeye kalkışıyorsun.
Cumhuriyetin kurumlarını budamakla yetinmiyor milletin seçebilmek yetkisini bile gasp ediyorsun.
Sen böyle yaparak aslında farkında olmadan gayri meşruluğunu ilan ediyorsun. Bu Türk milletinin ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kaldıracağı bir şey değildir.
Comments