2024 yılı bütçe müzakerelerinin Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki görüşme maratonu 218 saat sürdü.
Komisyon Başkanı Mehmet Muş’un verdiği bilgiye göre;
Milletvekillerinin yüzde 44’ünün katkıda bulunduğu görüşmelerde, milletvekili sayısının 2 katı kadar yani, 1116 konuşma yapıldı.
36 gün süren müzakereler sonunda 2024 yılı bütçesi, her zaman olduğu gibi AKP ve MHP oylarıyla kabul edildi.
Müzakereleri izlerken, Azerbaycan’la Türkiye arasında söylenen “İki devlet tek millet” sözü aklıma geldi.
Bütçe maratonunda, AKP ve MHP’liler de “iki parti tek iktidar” gibiydi.
Komisyon çalışmaları süresince, AKP ve MHP’li milletvekilleri birlikte hareket ettiler, birlikte oturdular, muhalefete birlikte cevap verdiler ve birlikte iktidarı övdüler, muhalefeti eleştirdiler. Aralarda verilen yemeğe de birlikte gittiler.
***
Bu yıl, Plan ve Bütçe Komisyonu’nda “izdiham” yaşandı.
Bütçe müzakerelerinin seçimlerden hemen sonra yapılması nedeniyle, yeni seçilen milletvekillerinin de akınına uğradı. Yeni milletvekilleri, “Meclis’te konuşma pratiğini” komisyonda yaptı. Muhalifler de “muhalefet konuşma” denemelerini yine bu komisyonda gerçekleştirdi.
Komisyon Başkanı Mehmet Muş, elindeki kağıdı göstererek “konuşmak için söz isteyen” milletvekili sayısının çokluğundan yakındı. Başkan Muş’un bu listede tanımadıkları bile oldu.
Mehmet Muş:
"Söz sırası Muğla Milletvekili Süreyya Öneş Derici’de."
(Gözleriyle salonu taradı. Birkaç metre uzağında oturan Derici’yi tanımadı).
Mehmet Muş:
"Neredesiniz?"
Süreyya Öneş Derici:
"Buradayım Başkan. Yeni olduğumuz için tabii tanınmıyoruz."
Mehmet Muş:
"Ne yapayım, Meclis’in yüzde 80’i değişti."
Ancak, komisyon salonunun artık dar geldiği de bir gerçek.
İlk Meclis’ten bu yana milletvekili sayısı 332’den 600’e yükseldi. Ancak Bütçe komisyonu salonu büyümedi. Komisyonda, Milletvekilleri oturacak yer bile bulamaz hale geldi. Basın mensupları, danışmanlar ve bürokratlar sandalye kapma yarışında. Boşalan sandalyeye 5 kişi birden hücum ediyor. Bakanlarla birlikte gelen bürokratlar koridorlarda çalışıyor.
Komisyonda görev alan polisleri ise saymak mümkün değil. Özellikle de İçişleri ve Dışişleri Bakanlığı bütçelerinin görüşmelerinde. Yeri gelmişken, 1983’den bu yana Parlamento’da görev yaparım. Ben AK Parti döneminde olduğu kadar çok polisin görevlendirildiği, bir Meclis’i hatırlamıyorum.
Bırakın komisyon salonlarını, Genel Kurul Salonu’nun kapısına kadar uzayan bir güvenlik. Kulislerin girişine kurulan “karakollar” ve kulislerde gruplar halinde “devriye” gezen takım elbiseli polis memurları…
Bütçe müzakerelerinden geriye, MHP’lilerin övgüleri kaldı
İşte böyle bir ortamda yapılan bütçe müzakerelerinden geriye, MHP’lilerin, bütçeyi savunan heyecanlı konuşmaları kaldı.
MHP’li Milletvekilleri Genel Kurul’da muhalefet, komisyonda ise iktidara ayrılan koltuklarda AKP’lilerle birlikte oturdular. AKP’lileri geride bırakan konuşmaları, muhaliflerin karşısında yaptılar, bütçeyi savundular.
MHP’li vekiller, başta Cumhurbaşkanı olmak üzere bakanlara, bütçe tasarısını hazırlayan bürokratlara övgüler yağdırdı. Müzakereleri izleyenlere “AKP’liler” konuşuyor izlenimi verdiler. Komisyonda yaşanan tartışmalarda AKP’nin yanında yer alarak muhalefeti suçladılar.
Yani, “iki parti, tek iktidar” görüntüsü verdiler.
MHP’li Aksu: Türkiye kutlu hedeflere emin adımlarla ilerliyor
Komisyondaki müzakerelerden MHP’li milletvekillerinin, bu görüntüyü veren konuşmalarından da bazı notlar aldım.
Örneğin MHP Genel Başkan Yardımcısı İstanbul Milletvekili İsmail Faruk Aksu konuşmasına, “Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle demokrasimiz daha güçlenmiş, cumhur ile cumhuriyet kucaklaşmış ve Türkiye’nin önü açılmıştır” diyerek başladı. Aksu, “Yasama, yürütme ve yargı organlarının kendi içinde daha güçlü, daha etkin ve bağımsız hâle geldiğini“ iddia etti. Sözlerini ise ancak bir AKP’li vekilin söyleyebileceği gibi, ‘Türkiye kutlu hedeflere doğru emin adımlarla ilerlemektedir’ diyerek tamamladı.
Yine MHP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Kalaycı aynı bütçe üzerinde yaptığı konuşmada; MHP’li arkadaşı İsmail Faruk Aksu gibi, “Türkiye’nin kutlu yürüyüşünü kararlılıkla sürdürmekte” olduğunu aktardı. (Bu iki konuşma, sanki aynı elden çıkmış iki ayrı metin izlenimi verdi)
Kalaycı, yine Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne övgüler yağdırdı ve “Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle Türkiye’nin siyasi istikrara ve özgüvene kavuştuğunu” da iddia etti. Kalaycı ayrıca, AKP’nin sloganı haline gelen “Türkiye Yüzyılı hedefleri birer birer hayata geçecek, tarihin akışına yön verecektir” diye tamamladı.
Bütün bu konuşmaları dinledikten sonra;
“İki Parti, Tek İktidar” sözü haksız mı?
Kommentare